Hizmet tespiti davası, sigortalı olarak çalışmasına rağmen Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) bildirilmeyen veya eksik bildirilen çalışmaların resmi olarak tanınması amacıyla açılan özel bir davadır. Bu dava, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 506 sayılı eski kanun döneminde çalışmış kişiler açısından büyük önem taşır. Hizmet tespiti davası, ileride emeklilik, malullük, ölüm aylığı gibi hakların kullanılabilmesi için kritik bir hukuki yoldur.

Hizmet Tespiti Davasının Hukuki Dayanağı
Hizmet tespiti davası, 5510 sayılı Kanun’un 86. maddesine ve 506 sayılı eski kanunun 79/10. maddesine dayanmaktadır. Buna göre, sigortalı olarak çalıştırılan kişilerin çalışmalarının Kuruma bildirilmemesi veya eksik bildirilmesi hâlinde, sigortalının veya hak sahiplerinin, bu sürelerin tespiti amacıyla işverene karşı dava açma hakkı vardır.

Kimler Hizmet Tespiti Davası Açabilir?
– Sigortalı olarak çalıştığı hâlde SGK’ya bildirilmeyen kişiler,
– Hayatta olmayan sigortalıların hak sahipleri (örneğin eş, çocuk, anne-baba),
– Bazı durumlarda işveren tarafından yanlış ya da eksik bildirim yapılan çalışanlar,
bu davayı açma hakkına sahiptir.

Hizmet Tespiti Davası Açılabilmesi İçin Şartlar
– Kişinin 5510 sayılı Kanun anlamında 4/a (eski SSK) kapsamında sigortalı sayılması gerekir.
– Davaya konu edilen hizmet süresi, çalışanın fiilen çalıştığı süreyi kapsamalıdır.
– Çalışma, işverenin denetimi ve yönetimi altında yapılmış olmalıdır.
– Çalışmanın ücret karşılığı yapılmış olması gerekir.
– En önemlisi: Davanın, hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir (hak düşürücü süre).

Dava Kime Karşı Açılır?

Hizmet tespiti davası, doğrudan işverene karşı açılır. SGK davada fer’i müdahil konumundadır. Davada işverenin çalışmayı kabul etmemesi durumunda tanık beyanları, bordro, maaş ödeme belgeleri, görev yazıları gibi delillerle ispat yapılması gerekir. SGK’ya karşı doğrudan açılan hizmet tespiti davası usulden reddedilir.

Delillendirme ve İspat Araçları

Tanık beyanı, hizmet tespiti davalarında oldukça önemli bir yer tutar. Ancak sadece tanık beyanı yeterli görülmeyebilir. Aşağıdaki belgeler delil olarak kullanılabilir:
– Maaş bordroları, banka hesap dökümleri
– İşyerine giriş-çıkış kayıtları
– Tanık ifadeleri
– İşverenin itiraf niteliğindeki beyanları
– Resmi yazışmalar ve SGK denetim raporları

Zamanaşımı ve Hak Düşürücü Süre
En önemli konulardan biri zamanaşımıdır. Hizmet tespiti davası, çalışmanın geçtiği yılın sonundan itibaren 5 yıl içinde açılmalıdır. Bu süre, hak düşürücü süre olduğundan hâkim tarafından re’sen dikkate alınır. Ancak ölüm, mücbir sebep gibi özel durumlarda istisnai değerlendirme yapılabilir.

Davanın Sonuçları
Dava sonucunda mahkeme, kişinin SGK’ya bildirilmeyen çalışmalarını tespit eder ve bu karar SGK’ya bildirilir. Bu bildirim sonrası tespit edilen süreler sigortalılık süresi olarak kabul edilir ve emeklilik dahil olmak üzere pek çok sosyal hak bu sürelere göre belirlenir.

Sonuç
Hizmet tespiti davası, sigortalı çalıştığı halde SGK’ya bildirilmeyen veya eksik bildirilen hizmetlerin hukuken tanınmasını sağlar. Özellikle emeklilik hesabı, ölüm aylığı bağlanması gibi sosyal güvenlik haklarının kazanımı için büyük önem taşır. Ancak dava açma süresi, ispat yükü ve usul şartları açısından dikkatli olunması gereken teknik bir dava türüdür.

arama

hakkımda

Mesleğe adım attığım ilk günden bu yana, yalnızca kanun maddelerini ezberleyen değil; aynı zamanda olayın insani yönünü gözeten, gerçek ihtiyaçları anlayan ve her müvekkiline özel çözümler geliştiren bir hukukçu olmayı benimsedim.

Hukuku, insan hayatını doğrudan etkileyen ve dikkatle icra edilmesi gereken bir sorumluluk alanı olarak görüyorum. Bu bakış açısıyla, her gün mesleğimi yeniden sorguluyor, gelişime açık bir yaklaşımla hem kendimi hem verdiğim hizmeti daha ileriye taşımaya çalışıyorum.